İstanbul’da hafriyat kazısı sırasında deniz minaresi fosili bulundu
Hafriyat Kazısı Sırasında 10 Milyon Yıllık Deniz Minaresi Fosili Bulundu
Bağcılar’da bir binanın hafriyat kazısı sırasında, miyosen dönemine ait yaklaşık 10 milyon yıllık deniz minaresi fosili keşfedildi. İnşaat ekibi tarafından bulunan tarihi eser, betonlaşmış kum yığının içinden çıkarıldı. Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bulgunun büyük Marmara depremine karşı önemli ipuçları sunduğunu belirtti. Üşümezsoy, “Miyosen dönemine ait 10 milyon yıllık deniz fosili tabakaları, İstanbul’un depreme karşı en zayıf bölgelerinden birini oluşturuyor. Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bağcılar, Esenler ve Topkapı’ya kadar yayılan bu istif, depreme karşı hassas bölgeleri gösteriyor,” dedi.
AVM İnşaatında 20 Metrelik Kazıdan Deniz Minaresi Fosili Çıkarıldı
Bağcılar’daki Basın Ekspres Yolu yakınında bir alışveriş merkezi inşaatında çalışan Uğur Akbaş ve babası İrfan Akbaş, kum yığını arasından 20 metrelik bir kazıdan deniz minaresi fosili buldu. 15 yıldır evlerinde sakladıkları fosil, Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy tarafından incelendiğinde 10 milyon yıllık olduğu tespit edildi. Prof. Dr. Üşümezsoy’a göre, bulgu olası büyük Marmara depremine karşı zeminin dayanıklılığı hakkında bilgi veriyor. Yeşilköy’den Bağcılar’a uzanan Bakırköy kireç taşları, İstanbul’un depremi riskli bölgelerinde yer alıyor.
“Tarihi Niteliği Yoktur Diye Vitrinimize Koyduk”
Deniz minaresi fosilini 15 yıl önce babasıyla hafriyat kazısı sırasında bulduğunu anlatan Uğur Akbaş, “50 metre uzaklıktaki hafriyat alanında kum ve kil kazıyorlardı. Fosil, kum yığının içinde bulundu ve alt kısmı betonlaşmıştı. 20 metrelik bir kazı sonucunda çıkardık. Diğer fosiller de bulundu ancak tek parça olarak çıkarabildiğimiz sadece bu fosildi. Başlangıçta tarihi önemi olmadığını düşündüğümüz için vitrinimize koyduk,” şeklinde konuştu.
“Milyonlarca Yıl Öncesine Ait Bir Fosil Olduğunu Yeni Öğrendik”
Akbaş, sosyal medyada bir fosil paylaşım sayfası görerek benzer fosiller arasında bulunduğunu fark ettiğini belirtti. “Bu fosilin milyonlarca yıl öncesine ait olduğunu bilmiyorduk, bu paylaşımdan sonra öğrendik” diyen Akbaş, Türkiye’de nadir görülen bir örnek olduğunu söyledi.
Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: “10 Milyon Yaşında Bir Fosil”
Deniz minaresinin aynı zamanda “şeytan minaresi” olarak da bilindiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, fosilin 10 milyon yıl öncesine ait olduğunu ifade etti. Kireç taşları içinde yaşamış bir canlının izlerini taşıyan fosil, İstanbul’un geçmiş deniz kıyılarını simgeliyor. Üşümezsoy, “İstanbul’un zayıf noktalarından biri, 10 milyon yıl öncesine ait deniz fosillerinin oluşturduğu tabakalardır. Bu tabakalar, İstanbul’un depreme karşı hassas bölgelerini işaret ediyor,” şeklinde konuştu.
“Kireç Taşları Killerden Daha Sağlam Zeminler Oluşturuyor”
Değerlendirmelerine göre, ölü midyeler ve deniz minarelerinin kireç taşına dönüştüğünü belirten Prof. Dr. Üşümezsoy, bu kireç taşlarının, İstanbul’un deprem riskli bölgelerinin oluşumunda önemli rol oynadığını vurguladı. İstanbul’un Trakya kesimindeki zeminin dayanıksızlığı, geçmiş deniz zeminlerinden kaynaklanmaktadır. Üşümezsoy, “Gürpınar killeri ve kalın Miyosen istifi, bölgenin deprem riskini artırıyor. Heyelanlara neden olabilecek bu bölgeler, depreme karşı risk taşımaktadır,” açıklamasını yaptı.
“Deprem Anında Heyelanlar Yaratabileceği İçin Riskli Oluşuyor”
Geçmişte deniz kıyısında oluşan bu tabakaların, deprem riskini artırdığını belirten Üşümezsoy, “İstanbul’daki fay hatları, bu sedimentlerin eski deniz tabanından çökmesiyle ilişkilidir. Marmara Denizi’nin oluşumunda, yaşayan canlıların kireç taşına dönüşmesi büyük rol oynamıştır. Bu fosil de, bu sürecin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul’un deprem riskli bölgelerinin oluşumunda, deniz fosillerinin etkisi büyüktür,” dedi.