Sözcü, Hizbullah ana davasında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Siirt’teki konuşması nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da dava açan cumhuriyet savcısı Yılmaz Aktaş’ın mobbinge maruz bırakıldığını ve emekliliğe zorlandığını yazdı.
Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre, Cumhuriyet savcısı Yılmaz Aktaş aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Siirt’teki konuşması nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da dava açan isimdi. Erdoğan hakkında açılan dava da, Hizbullah ana davasının görüldüğü Diyarbakır 3 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesinde görüldü ve Erdoğan eski TCK’nın 312. Maddesi uyarınca “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçundan mahkum edildi.
12 Eylül 2010’da gerçekleşen anayasa değişikliği referandumundan sonra e HSK yapısında köklü değişikliğe gidildi. Önce Hakimler ve Savcılık Yüksek Kurulu olan (HSYK) adı Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) olarak değiştirildi. Ardından da 15 Temmuz sonrasında tutuklanan ve meslekten ihraç edilen birçok FETÖ’cü isim HSK üyeliğine atandı.
FETÖ tutuklusu İbrahim Okur’un başkanlığında çok sayıda yargıç unvansız olarak taşraya, birçok başsavcı ve başsavcı vekilleri de düz savcı olarak Anadolu’da farklı illere tayin edildi. Bunlardan biri de Hizbullah’ın kökünü kazıyan ve örgütün tüm eylem ve faaliyetlerini açığa çıkaran savcı Yılmaz Aktaş oldu.
Diyarbakır DGM’de görev süresi dolan Yılmaz Aktaş, Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği görevini yürütürken, Bakırköy Adliyesine düz savcı olarak atandı. Uzun yıllar burada basit yargılama usulüne tabi olan asliye cezalık suçlara bakan Aktaş, daha sonra Gaziosmanpaşa savcılığına atandı. Burada da müracaat savcısı olarak çalıştı.
HSK’daki FETÖ’cü yapılanma tarafından mobbing uygulamalarına maruz bırakılan savcı Yılmaz Aktaş, bu tür baskılarla emekliliğe zorlandı. Geçen yıl emekliğe ayrıldı.
Şuan İstanbul’da avukatlık yapan Aktaş, iğneyle kuyu kazarak geceli, gündüzlü çalışmalarla delil topladıklarını ve yargılanıp cezaları Yargıtay’ca onanan tetikçilerin teker teker salıverilmelerinin hukukla bağdaşmadığının altını çiziyor.
Aktaş yaptığı açıklamada, “Davasını açtığımız isimlerin tümü serbest. Oysa bunların işledikleri onlarca cinayet ile ilgili ayrı ayrı değerlendirme ve delil toplama işlemi yaptık. Bu cinayetlerin faili olduklarında kuşku bulunmadığı için Yargıtay bu müebbet hapis cezalarını tek tek onadı. Aksi halde ‘savcının iddianamesi çürüdü’ diye beraat verebilirdi mahkemeler. Ama tüm cinayetler sabit görülerek onandı. Sonu böyle olmamalıydı” dedi.